26 Ocak 2009 Pazartesi

UYUMSUZ ADAM

Hoş geldiniz!Issız bir çölün ortasında başlar hikaye bu karşılama merasimiyle…Daha nerede olduğunu bile anlayamadan bir otomobile bindirilip adına kent denilen yere götürülürsün.büyülenmişsindir ihtişamından kentin…İyi davranılmaktadır sana hatta hemen bir iş bile verirler.Yüksek bir kulenin bilmem kaçıncı katındaki lüks ofisinden kenti izlemektesindir tadını çıkartmaktasındır yeni hayatının.Bir süre sonra bir sevgiliye de sahip olursun.Kent cömerttir,ev sahiplerin gerçekten senin için her şeyi düşünmektedirler,sana yepyeni bir hayat vermişlerdir ve senden bütün istedikleri sorgulamaman ve bu ezberin dışına çıkmadan yaşamandır sadece…
Sokaklarda birbirinin aynısı insanlar dolaşmaktadır,ifadesiz binlerce yüz,sistemin köpekleştirdiği bir siviller ordusu,kentin sahipleri.,iyi programlanmış robotlar topluluğu…İşte gerçeğinle yüzleşmen de tüm bunları fark etmenle başlar.Seni diğerlerinden ayıran önemli farklar vardır çünkü.Sen aşk aramaktasındır ama aşk yoktur;sen koku aramaktasındır ama koku yoktur;sen renk aramaktasındır ama renk de yoktur.Şimdi o gösterişli gökdelenler,o alımlı hanımefendiler,bol kazançlı işin sadece yokluğu ifade etmektedir sana.Bu kentte her şey vardır ama yaşam yoktur…
Şimdi bütün isteğin bu sahtelikler kentinden kaçmaktır.Başka bir yaşamın mümkün olduğunu bilmektesindir.Sesin,kokunun ve rengin olduğu bir yaşam…Ve çok geçmeden seninle aynı arayışın içinde olan bir adamın peşine takılırsın.Adam sesi bulmuştur bir apartmanın bodrum katındaki küçücük bir delikten çıkan ve sana yeniden umudu veren sesi.Ardından o güzel ses kokuya dönüşür.Koku seni adeta tahrik etmiştir ancak senin istediğin bundan daha da fazlasıdır.Sen kokunun geldiği kaynağı,gerçek yaşamı istemektesindir artık.Ve gerçeği bulursun.Gerçek, bir dilim çikolatalı pasta olarak elinde durmaktadır…

Ancak bu durum kentin itaatkar bekçilerinin hiç hoşuna gitmez.Yakalanırsın.sen artık bu kentteki mükemmel uyumu bozan tehlikeli bir yaratık olmuşsundur onların gözünde.Kentin sahipleri başlardaki nezaketlerinden çok şey kaybetmişlerdir artık.Cezan bellidir.Kentten kovulursun.Çünkü sen sana sunulan,sana dayatılan gerçekle yetinmeyecek kadar yaşayan bir canlısındır.Çünkü sen “UYUMSUZ ADAM” sındır...

Orijinal adı Den Brysomme Mannen(Uyumsuz Adam)’da yönetmen Jens Lien, insani bütün değerlerin hiçleştiği,yok olduğu ‘mükemmel kapitalist’ bir kenti ve bu kentte daha insani şeyler arayan bir adamın öyküsünü anlatıyor bizlere.Yönetmen yarattığı olağanüstü atmosferle aslında bugünün dünyasına önemli bir eleştiri getirmektedir.2006 yılında yapılan Norveç/İzlanda ortak yapımı bu filmi kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ederim..

_____________Soner Küçükergüler_______________

Hiç yorum yok: