9 Şubat 2009 Pazartesi

Haydi, koş koş...


Günümüz dünyası o kadar rekabet üzerine kurulmuş ki bunu sadece ipleri dizginlemiş burjuva sınıfında görmüyoruz. Hayatın her bir anında ve her bir yerinde yarıştığımız amenna… Sabahları ekmek kuyruğuna girme yarışı, günde en fazla parayı nasıl kazanabilirim yarışı, ÖSS yarışı bir de öbür dünyamızda cennetten yer kapma yarışı var ki- onun konumuzla alakası yok- anlaşılan hayatımızın her bir anı yarış ve rekabet üzerine kurulmuş. Ama son zamanlarda başka bir rekabet ortamı oluşturuldu ki bu; hem bıyık altından güldüren, güldürmenin yanı sıra düşündüren bir yarış şekli olmuş. İnsanlık onuru bir hamlede nasıl ayaklar altına alınırın en güzel -aslına bakarsanız en çirkin- örneği bu olsa gerek. Malum küresel kriz sonrasında işsizlik oranı bir hayli artınca iş tekliflerine yığınla talep oluyor. Ee işveren de napsın bir şekilde diğer işçileri üzmeden, kırmadan ihtiyacı kadar işçiyi işe alacak diğerlerine de eyvallah diyecek. Buraya kadar her şey tamam. Anormal olan taraf ise işverenin bunu yaparken seçeceği işçileri atların koşu yaptığı jokey kulübünde bir yarış düzenleyerek koşturması. Koşu sonucunda yedi bin başvuru içinden sadece ilk yetmiş kişiyi belirleyip seçmesi. Fakirsen ve işsizsen yarış atı da olabilirsiniz yani. Bunun örnekleri çoğaltılabilir. Çünkü son zamanlarda yapılan iş seçimleri filmlere konu olacak cinsten. Artık insanlık nereye gidiyor, böyle şey mi olur, insanlık onuru ayaklar altında demeye kalmadan at çoktan Üsküdar’ı geçmiş…

Saygısızlık boyutu hakaretten ve sövmeden geçmiş, çağ atlamış ve bambaşka bir boyuta ulaşmış. Artık yardım eli uzatırken bile insanları yerin dibine koymayı, onların onurları ve haysiyetleriyle oynamayı görev bilmişiz. Onlara ucuz etmek verirken saatlerce kuyrukta bekletmeyi, kamyondan bedava un dağıtırken insanların izdihamda ezilmesini yardım bellemişiz. Sanki fakir olmak o insanlarımızın suçuymuş gibi utancından kızaran yanaklarını deşifre etmek, kameralar önünde onlara fakir etiketi yapıştırırken kendisine de gerile gerile şişmiş hayırsever etiketi yapıştırmak insanlık olmuş… Burası Türkiye diye cümleye başlamak çok klişeleşti ama malumunuz burası Türkiye. Aslına bakarsanız burası dünya. Ve dünya üzerinde işçiye, emekçiye ve işsize yaşamak haram. Dünya tersine dönmüş karalar ak, insanlar hayvan, hayvanlar da insan olmuş… Gerisi laf-ı güzaf…


________________Derya Emeket__________________

Hiç yorum yok: